29 Ağustos’ta Mezopotamya Haber Ajansı, Diyarbakır Adliyesi’nde elinde kutuyla çıkan bir adamın imgesini paylaştı. İmajdaki adam Erzurum’un Karayazı ilçesinden gelen Ali İstek Arslan’dı ve Diyarbakır Sur olaylarında öldürülen 28 yaşındaki oğlu Hakan Arslan’ın kemiklerinin olduğu kutuyu taşıyordu.
‘KUTUYU VERDİKLERİNDE NEFESİM KESİLDİ’
Adliyeden tek başına çıkan adam, dışarda oğlunun kemiklerinin olduğu kutuyla bir süre bekledikten daha sonra taksiye binip, memleketi Erzurum’a gerçek yola çıktı. Köyünde taziye ziyaretlerini kabul eden Ali İstek Arslan, telefonla BBC Türkçe‘ye konuştu ve oğlunun kemiklerini Adliye binasından teslim alacağından habersiz olduğunu anlattı:
“Ne savcı vardı ne de hakim, bir memur vardı, 28 yaşındaki oğlumun kemiklerinin olduğu kutuyu dolaptan çıkarıp elime verdiler, bunu hiç beklemiyordum, gözlerim karardı, nefesim kesildi, güya o an tüm Diyarbakır başıma yıkıldı. İçinde oğlumun kemiklerinin olduğu o kutuyu nasıl teslim aldım, nasıl götürdüm hatırlamıyorum, kahroldum.”
2017’DE MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINMIŞTI
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, 2017’de Hakan Arslan’ın bulunamayan cenazesinin durumunu TBMM gündemine de taşımıştı.
Ailenin birinci kere 25 Mart 2016’da DNA için kan verdiğini, sonuç alabilmek için onlarca sefer Diyarbakır’a gittiğini kaydeden HDP’li siyasetçi, 2017 yılında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ailenin avukatının Sur’dan çıkan ve tutuklanan şahıslarla cezaevinde yaptığı görüşmeler sonucunda, Arslan’ın cesedinin, Hasırlı Mahallesi’ndeki Hacı Hamit isimli caminin yanına defnedildiği bilgisinin paylaşıldığını aktarmıştı.
Hakan Arslan’ın cenazesinin gömüldüğü sav edilen yerde, ilgili savcılık aracılığıyla ailenin avukatı iki kere keşif ve hafriyat çalışması yaptırdı ancak her ikisinde de cenazeye ulaşamadılar.
‘KUTUYU VERDİKLERİNDE NEFESİM KESİLDİ’
Adliyeden tek başına çıkan adam, dışarda oğlunun kemiklerinin olduğu kutuyla bir süre bekledikten daha sonra taksiye binip, memleketi Erzurum’a gerçek yola çıktı. Köyünde taziye ziyaretlerini kabul eden Ali İstek Arslan, telefonla BBC Türkçe‘ye konuştu ve oğlunun kemiklerini Adliye binasından teslim alacağından habersiz olduğunu anlattı:
“Ne savcı vardı ne de hakim, bir memur vardı, 28 yaşındaki oğlumun kemiklerinin olduğu kutuyu dolaptan çıkarıp elime verdiler, bunu hiç beklemiyordum, gözlerim karardı, nefesim kesildi, güya o an tüm Diyarbakır başıma yıkıldı. İçinde oğlumun kemiklerinin olduğu o kutuyu nasıl teslim aldım, nasıl götürdüm hatırlamıyorum, kahroldum.”
2017’DE MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINMIŞTI
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, 2017’de Hakan Arslan’ın bulunamayan cenazesinin durumunu TBMM gündemine de taşımıştı.
Ailenin birinci kere 25 Mart 2016’da DNA için kan verdiğini, sonuç alabilmek için onlarca sefer Diyarbakır’a gittiğini kaydeden HDP’li siyasetçi, 2017 yılında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ailenin avukatının Sur’dan çıkan ve tutuklanan şahıslarla cezaevinde yaptığı görüşmeler sonucunda, Arslan’ın cesedinin, Hasırlı Mahallesi’ndeki Hacı Hamit isimli caminin yanına defnedildiği bilgisinin paylaşıldığını aktarmıştı.
Hakan Arslan’ın cenazesinin gömüldüğü sav edilen yerde, ilgili savcılık aracılığıyla ailenin avukatı iki kere keşif ve hafriyat çalışması yaptırdı ancak her ikisinde de cenazeye ulaşamadılar.