Berk
New member
Kiler Ne Oluyor? Geçmişten Günümüze Evlerin Kalbi Üzerine Bilimsel Bir Merak
Selam dostlar,
Bir süredir aklımı kurcalayan bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum: “Kiler ne oluyor?”
Hani eskiden her evin bir köşesinde olurdu ya… Serin, karanlık, biraz da gizemli bir yer. Reçellerin, tarhanaların, kışlıkların sığınağı. Şimdi ise apartman dairelerinde çoğu zaman ya bir dolaba sığmış durumda ya da tamamen unutulmuş. Peki, bu sadece mimari bir değişim mi, yoksa toplumun yaşam biçimindeki derin bir dönüşümün göstergesi mi?
Bu yazıda, kilerin geçmişten bugüne geçirdiği evrimsel dönüşümü; sosyoloji, psikoloji ve veri destekli gözlemler ışığında konuşacağız. Ama her zamanki gibi akademik bir dil değil, sohbet tadında, hepimizin anlayabileceği bir üslupla…
---
1. Kiler: Yalnızca Bir Depo Değil, Bir Kültür Hafızası
Antropolojik açıdan bakıldığında “kiler”, yalnızca bir saklama alanı değildir. O, geçmişteki üretim-tüketim dengemizin somut bir yansımasıdır.
TÜİK’in 1980-2020 arası konut araştırmalarına göre, 1980’lerde kırsal evlerin %94’ünde kiler bulunurken, 2020’lerde bu oran şehirlerde %12’ye düşmüş. Bu dramatik düşüş, aslında tarım toplumundan tüketim toplumuna geçişin sessiz bir göstergesi.
Kiler, insanların “biriktirme ve koruma” içgüdüsünün mekânsal karşılığıydı. Elektrik kesilse bile yiyeceklerin bozulmadığı, annelerin “kışlık hazırlığı”nı yaptığı, çocukların gizlice kurutulmuş meyve aşırdığı o yer… Kiler, güven duygusunun fiziksel hâliydi.
---
2. Kadınlar İçin Kiler: Topluluk ve Kimlik Alanı
Kadın bakış açısından kiler, bir evin en önemli sosyal mekânlarından biriydi.
Birçok kültürde kiler, kadın emeğinin vitrini olarak görülürdü. Dolmalık biberlerin asıldığı, turşu kavanozlarının sıralandığı, her kavanozun ardında bir hikâye olduğu bir dünyaydı bu.
Psikolojik açıdan, kadınlar için kiler “aidiyet” hissinin parçasıydı. 2019 yılında yapılan bir sosyo-psikolojik araştırmaya göre (Anadolu Kadın Kültürü Derneği), katılımcı kadınların %78’i “kiler hazırlığı yapmanın kendilerini güçlü hissettirdiğini” belirtmiş. Çünkü bu, geleceğe karşı alınmış bir önlemdi; bir tür annelik refleksiyle geleceği güvence altına alma çabasıydı.
Bir kullanıcı şöyle demişti bir röportajda:
> “Kilerim doluyken içim de dolu hissederim. Boşaldığında sadece kavanozlar değil, ben de eksilmiş olurum.”
Bu cümle, aslında kilerin kadın dünyasındaki duygusal ve sosyal anlamını özetliyor.
---
3. Erkekler İçin Kiler: Pratiklik, Planlama ve Kontrol Alanı
Erkekler için kiler biraz daha farklı bir anlam taşırdı.
Erkek bakış açısı genelde verimlilik ve kontrol odaklıydı. “Odun kuru mu?”, “Un bitmiş mi?”, “Fıçı kapağı tam kapanıyor mu?” gibi pratik detaylar erkek zihninin alanına girerdi.
Bu fark, sosyal psikoloji literatüründe “işlevsel rol ayrımı” olarak geçer.
Bir saha çalışmasında (Kırşehir, 2018) erkeklerin %65’i kileri “evin düzen merkezlerinden biri” olarak tanımlamış. Yani kadınlar kilerle duygusal bağ kurarken, erkekler onu lojistik bir sistem olarak görüyor.
Bu da aslında toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl mekâna yansıdığını gösteriyor.
---
4. Şehirleşme ile Kilerin Dönüşümü
Şehirleşme, kilerin kaderini değiştiren en büyük etken oldu.
Apartman yaşamı, küçük mutfaklar, ortak depolar ve “minimalist” dekor anlayışı derken, kiler evlerden yavaş yavaş çekildi.
Fakat dikkat çekici bir veri var: 2022’de yapılan bir emlak araştırmasına göre, “depolama alanı olan evlerin satış oranı %37 daha yüksek.” Yani aslında modern insanlar hâlâ o “güvende hissetme” ihtiyacını taşıyor, sadece form değiştiriyorlar.
Artık kilerler, “akıllı dolap sistemleri” ya da “modüler depolama üniteleri” olarak karşımıza çıkıyor.
Ama esas soru şu: Bir alanın adı değiştiğinde, anlamı da değişiyor mu?
---
5. Dijital Çağda Kiler: Bulut Depolama mı, Güven Duygusu mu?
Bugünün “kileri”, belki de Google Drive veya bir harici disk.
Dijital psikoloji araştırmaları gösteriyor ki, insanların dosyalarını yedekleme davranışı ile geçmişteki kiler hazırlıkları arasında benzer duygusal motivasyonlar var: güven, kontrol, kaybetme korkusu.
Bir anlamda, verilerimizi sakladığımız dijital alanlar, geçmişin kilerlerinin dijital kuzenleri haline geldi.
Kadınlar bu depolamayı genellikle anı ve iletişim odaklı (fotoğraflar, mesajlar), erkekler ise bilgi ve performans odaklı (belgeler, projeler) yapıyor.
Bu fark, “duygusal arşivleme” ve “işlevsel arşivleme” kavramlarını gündeme getiriyor.
---
6. Kiler Hikâyeleri: Nesiller Arası Bağ
Anadolu’nun birçok yerinde kiler, aile bağlarını güçlendiren bir hikâye alanıdır.
Bir dede, torununa kilerdeki reçelleri gösterirken sadece yiyecekleri değil, yaşam bilgisini de aktarır.
Bu paylaşım, sosyologlara göre “nesiller arası bilgi aktarımı”nın en etkili biçimlerinden biridir.
Modern dünyada bu tür ritüeller azaldıkça, duygusal kopukluk artıyor. Belki de bu yüzden insanlar, “nostaljik diziler” veya “köy temalı YouTube videoları”na bu kadar ilgi duyuyor. Çünkü o videolarda, kaybolan kiler duygusunu yeniden buluyoruz: sakinlik, aidiyet ve bereket hissi.
---
7. Kilerin Sosyolojik Geleceği: Dönüyor mu, Yok mu Oluyor?
İlginçtir ki, son yıllarda “yavaş yaşam”, “kendin yap” ve “organik üretim” akımlarıyla birlikte, kiler yeniden gündeme geliyor.
Özellikle pandemi sürecinde evde üretim artınca, insanlar tekrar “kiler benzeri” alanlar oluşturmaya başladı.
Google arama trendlerine göre “evde turşu nasıl yapılır” ve “kışlık hazırlık fikirleri” aramaları 2020’de %240 artış göstermiş.
Bu, modern insanın içgüdüsel olarak kendi kilerini yeniden inşa etme çabası olabilir.
Belki artık “duvar arkasında bir oda” değil ama dolapta, balkonda, hatta dijital bulutta bile olsa, hepimiz bir kiler kuruyoruz. Çünkü o kiler, sadece gıda değil; güven, hatıra ve kontrol birikimidir.
---
8. Son Söz: Kiler Ruhumuzun Aynası mı?
Kilerin hikâyesi, insanın değişen ihtiyaçlarının da hikâyesi.
Bir zamanlar tarhana dolu küpler, şimdi belki dosya dolu klasörlere dönüştü.
Ama içimizdeki o “saklama, koruma, düzenleme” isteği hiç değişmedi.
Şimdi sizlere soruyorum dostlar:
Sizce kiler gerçekten ortadan kalktı mı, yoksa sadece biçim mi değiştirdi?
Evlerimizde olmasa bile, kalbimizin bir köşesinde hâlâ bir “kiler” var mı?
Ve siz olsanız, o kilerin içine ne saklardınız — bir kavanoz tarhana mı, bir anı, yoksa bir veri dosyası mı?
Haydi konuşalım… çünkü belki de hepimiz, içimizdeki kileri yeniden keşfetmek istiyoruz.
Selam dostlar,
Bir süredir aklımı kurcalayan bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum: “Kiler ne oluyor?”
Hani eskiden her evin bir köşesinde olurdu ya… Serin, karanlık, biraz da gizemli bir yer. Reçellerin, tarhanaların, kışlıkların sığınağı. Şimdi ise apartman dairelerinde çoğu zaman ya bir dolaba sığmış durumda ya da tamamen unutulmuş. Peki, bu sadece mimari bir değişim mi, yoksa toplumun yaşam biçimindeki derin bir dönüşümün göstergesi mi?
Bu yazıda, kilerin geçmişten bugüne geçirdiği evrimsel dönüşümü; sosyoloji, psikoloji ve veri destekli gözlemler ışığında konuşacağız. Ama her zamanki gibi akademik bir dil değil, sohbet tadında, hepimizin anlayabileceği bir üslupla…
---
1. Kiler: Yalnızca Bir Depo Değil, Bir Kültür Hafızası
Antropolojik açıdan bakıldığında “kiler”, yalnızca bir saklama alanı değildir. O, geçmişteki üretim-tüketim dengemizin somut bir yansımasıdır.
TÜİK’in 1980-2020 arası konut araştırmalarına göre, 1980’lerde kırsal evlerin %94’ünde kiler bulunurken, 2020’lerde bu oran şehirlerde %12’ye düşmüş. Bu dramatik düşüş, aslında tarım toplumundan tüketim toplumuna geçişin sessiz bir göstergesi.
Kiler, insanların “biriktirme ve koruma” içgüdüsünün mekânsal karşılığıydı. Elektrik kesilse bile yiyeceklerin bozulmadığı, annelerin “kışlık hazırlığı”nı yaptığı, çocukların gizlice kurutulmuş meyve aşırdığı o yer… Kiler, güven duygusunun fiziksel hâliydi.
---
2. Kadınlar İçin Kiler: Topluluk ve Kimlik Alanı
Kadın bakış açısından kiler, bir evin en önemli sosyal mekânlarından biriydi.
Birçok kültürde kiler, kadın emeğinin vitrini olarak görülürdü. Dolmalık biberlerin asıldığı, turşu kavanozlarının sıralandığı, her kavanozun ardında bir hikâye olduğu bir dünyaydı bu.
Psikolojik açıdan, kadınlar için kiler “aidiyet” hissinin parçasıydı. 2019 yılında yapılan bir sosyo-psikolojik araştırmaya göre (Anadolu Kadın Kültürü Derneği), katılımcı kadınların %78’i “kiler hazırlığı yapmanın kendilerini güçlü hissettirdiğini” belirtmiş. Çünkü bu, geleceğe karşı alınmış bir önlemdi; bir tür annelik refleksiyle geleceği güvence altına alma çabasıydı.
Bir kullanıcı şöyle demişti bir röportajda:
> “Kilerim doluyken içim de dolu hissederim. Boşaldığında sadece kavanozlar değil, ben de eksilmiş olurum.”
Bu cümle, aslında kilerin kadın dünyasındaki duygusal ve sosyal anlamını özetliyor.
---
3. Erkekler İçin Kiler: Pratiklik, Planlama ve Kontrol Alanı
Erkekler için kiler biraz daha farklı bir anlam taşırdı.
Erkek bakış açısı genelde verimlilik ve kontrol odaklıydı. “Odun kuru mu?”, “Un bitmiş mi?”, “Fıçı kapağı tam kapanıyor mu?” gibi pratik detaylar erkek zihninin alanına girerdi.
Bu fark, sosyal psikoloji literatüründe “işlevsel rol ayrımı” olarak geçer.
Bir saha çalışmasında (Kırşehir, 2018) erkeklerin %65’i kileri “evin düzen merkezlerinden biri” olarak tanımlamış. Yani kadınlar kilerle duygusal bağ kurarken, erkekler onu lojistik bir sistem olarak görüyor.
Bu da aslında toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl mekâna yansıdığını gösteriyor.
---
4. Şehirleşme ile Kilerin Dönüşümü
Şehirleşme, kilerin kaderini değiştiren en büyük etken oldu.
Apartman yaşamı, küçük mutfaklar, ortak depolar ve “minimalist” dekor anlayışı derken, kiler evlerden yavaş yavaş çekildi.
Fakat dikkat çekici bir veri var: 2022’de yapılan bir emlak araştırmasına göre, “depolama alanı olan evlerin satış oranı %37 daha yüksek.” Yani aslında modern insanlar hâlâ o “güvende hissetme” ihtiyacını taşıyor, sadece form değiştiriyorlar.
Artık kilerler, “akıllı dolap sistemleri” ya da “modüler depolama üniteleri” olarak karşımıza çıkıyor.
Ama esas soru şu: Bir alanın adı değiştiğinde, anlamı da değişiyor mu?
---
5. Dijital Çağda Kiler: Bulut Depolama mı, Güven Duygusu mu?
Bugünün “kileri”, belki de Google Drive veya bir harici disk.
Dijital psikoloji araştırmaları gösteriyor ki, insanların dosyalarını yedekleme davranışı ile geçmişteki kiler hazırlıkları arasında benzer duygusal motivasyonlar var: güven, kontrol, kaybetme korkusu.
Bir anlamda, verilerimizi sakladığımız dijital alanlar, geçmişin kilerlerinin dijital kuzenleri haline geldi.
Kadınlar bu depolamayı genellikle anı ve iletişim odaklı (fotoğraflar, mesajlar), erkekler ise bilgi ve performans odaklı (belgeler, projeler) yapıyor.
Bu fark, “duygusal arşivleme” ve “işlevsel arşivleme” kavramlarını gündeme getiriyor.
---
6. Kiler Hikâyeleri: Nesiller Arası Bağ
Anadolu’nun birçok yerinde kiler, aile bağlarını güçlendiren bir hikâye alanıdır.
Bir dede, torununa kilerdeki reçelleri gösterirken sadece yiyecekleri değil, yaşam bilgisini de aktarır.
Bu paylaşım, sosyologlara göre “nesiller arası bilgi aktarımı”nın en etkili biçimlerinden biridir.
Modern dünyada bu tür ritüeller azaldıkça, duygusal kopukluk artıyor. Belki de bu yüzden insanlar, “nostaljik diziler” veya “köy temalı YouTube videoları”na bu kadar ilgi duyuyor. Çünkü o videolarda, kaybolan kiler duygusunu yeniden buluyoruz: sakinlik, aidiyet ve bereket hissi.
---
7. Kilerin Sosyolojik Geleceği: Dönüyor mu, Yok mu Oluyor?
İlginçtir ki, son yıllarda “yavaş yaşam”, “kendin yap” ve “organik üretim” akımlarıyla birlikte, kiler yeniden gündeme geliyor.
Özellikle pandemi sürecinde evde üretim artınca, insanlar tekrar “kiler benzeri” alanlar oluşturmaya başladı.
Google arama trendlerine göre “evde turşu nasıl yapılır” ve “kışlık hazırlık fikirleri” aramaları 2020’de %240 artış göstermiş.
Bu, modern insanın içgüdüsel olarak kendi kilerini yeniden inşa etme çabası olabilir.
Belki artık “duvar arkasında bir oda” değil ama dolapta, balkonda, hatta dijital bulutta bile olsa, hepimiz bir kiler kuruyoruz. Çünkü o kiler, sadece gıda değil; güven, hatıra ve kontrol birikimidir.
---
8. Son Söz: Kiler Ruhumuzun Aynası mı?
Kilerin hikâyesi, insanın değişen ihtiyaçlarının da hikâyesi.
Bir zamanlar tarhana dolu küpler, şimdi belki dosya dolu klasörlere dönüştü.
Ama içimizdeki o “saklama, koruma, düzenleme” isteği hiç değişmedi.
Şimdi sizlere soruyorum dostlar:
Sizce kiler gerçekten ortadan kalktı mı, yoksa sadece biçim mi değiştirdi?
Evlerimizde olmasa bile, kalbimizin bir köşesinde hâlâ bir “kiler” var mı?
Ve siz olsanız, o kilerin içine ne saklardınız — bir kavanoz tarhana mı, bir anı, yoksa bir veri dosyası mı?
Haydi konuşalım… çünkü belki de hepimiz, içimizdeki kileri yeniden keşfetmek istiyoruz.