bencede
New member
Anadolu Üniversitesi Toplumsal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin, bilgi ve irtibat teknolojilerinin süratli bir biçimde gelişmesi çerçevesinde objelerin interneti (IoT) kavramına dikkat çekti.
Iot’un internete dayandırdığı protokollerle ağını giderek genişlettiğini belirten Doç. Şahin, bununla birlikte mevcut durumlarda gerçekleşebilecek mümkün tehlikelere de değindi.
40 milyara yakın aygıt, birbirine bağlı çalışıyor
Nesnelerin internetini özetlemek gerekirse tanımlayan Şahin, Iot’un bilgi toplamak için sensörler başta olmak üzere işlemciler ve akıllı aygıtlardan yararlandığını belirtti. İstatistiklere bakıldığında 40 milyara yakın aygıtın birbirine bağlı olarak çalıştığını da kelamlarına ekleyen Şahin, “Bilgisayar ve telefonların dışındaki buzdolapları, akıllı süpürgeler, otomobiller üzere dijital dayanaklı çiplerle çalışan öbür aygıtlar; internet ortamında birbirlerine bilgi alışverişi sağlayabiliyor” dedi.
Donanım ve yazılım eksiklikleri bilgisayar korsanlarına imkân sağlıyor
İHA’nın haberine bakılırsa; internetin yalnızca bilgisayarla kullanılabilen bir ağ olma durumundan çıktığını ve bu durumun beraberinde objelerin interneti kavramına bir alt yapı hazırladığını lisana getiren Doç. Şahin, “İnternet ağında yalnızca beşerler kendi ortalarındaki bağlantı kurmuyor. İlaveten aygıtlarda etkileşim halindedir. Bu durum biroldukça tehdit ögesini meydana getirdi. Zira meskenlerdeki aygıtların çevrimiçi olması, sistemlere erişilebilir olmasıdır. Dijital bir aygıt, bilhassa de internete bağlı olduğunda hiç bir vakit inançlı değildir. Donanımında ya da yazılımında gözden kaçabilen aksaklıklar, bilgisayar korsanları tarafınca tespit edilerek bir ekip verilere ulaşılabilmesini mümkün kılıyor. Ya da üzerinde etrafından bilgi toplayan sensörlerle bir diğerine ajanlık yapabiliyorlar” formunda konuştu.
“Mahrem ayrıntılarımız bir oburunun eline geçebiliyor”
Üretici firmaların işletim sistemi konusunda epeyce titiz davrandıklarını tabir eden Şahin, mevzuyla alakalı olarak kelamlarına şöyle devam etti:
“Cihazların üzerinde mikrofon olmamasına karşın bir robot süpürgenin üstündeki lazer sensörü, cama yöneltilerek camdaki titreşimleri okuyabiliyor ve ses verisi toplayabiliyor. Bu noktada gözden kaçırılan biroldukça şey aslında sensörlere büyük bir fonksiyon kazandırıyor ve mahrem ayrıntılarımız bir diğerinin eline geçebiliyor. Örneğin kombi üzere bir düzenek konutunuzun ısısını bilirken; robot süpürgeler de konutunuzun kaç metrekare olduğunu, hangi odanın nerede olduğunu yahut nasıl bir eşya dizilimine sahip olduğunun bilgisine erişebiliyor.”
“Düzenli bir biçimde güncellemeler devam ettirilmeli”
Nesnelerin internetine karşı insanların bir grup tedbirlerle oluşabilecek tehlikeleri minimalize edebileceklerini belirten Şahin, “Düzenli bir biçimde güncellemeler devam ettirilmeli. Ancak bir daha de dikkatli olmakta yarar var. Kablosuz ağ kullanılmadığında kapatılmalı ve aygıtlar özgün yazılımlarla desteklenmelidir” diyerek kelamlarını tamamladı.
Iot’un internete dayandırdığı protokollerle ağını giderek genişlettiğini belirten Doç. Şahin, bununla birlikte mevcut durumlarda gerçekleşebilecek mümkün tehlikelere de değindi.
40 milyara yakın aygıt, birbirine bağlı çalışıyor
Nesnelerin internetini özetlemek gerekirse tanımlayan Şahin, Iot’un bilgi toplamak için sensörler başta olmak üzere işlemciler ve akıllı aygıtlardan yararlandığını belirtti. İstatistiklere bakıldığında 40 milyara yakın aygıtın birbirine bağlı olarak çalıştığını da kelamlarına ekleyen Şahin, “Bilgisayar ve telefonların dışındaki buzdolapları, akıllı süpürgeler, otomobiller üzere dijital dayanaklı çiplerle çalışan öbür aygıtlar; internet ortamında birbirlerine bilgi alışverişi sağlayabiliyor” dedi.
Donanım ve yazılım eksiklikleri bilgisayar korsanlarına imkân sağlıyor
İHA’nın haberine bakılırsa; internetin yalnızca bilgisayarla kullanılabilen bir ağ olma durumundan çıktığını ve bu durumun beraberinde objelerin interneti kavramına bir alt yapı hazırladığını lisana getiren Doç. Şahin, “İnternet ağında yalnızca beşerler kendi ortalarındaki bağlantı kurmuyor. İlaveten aygıtlarda etkileşim halindedir. Bu durum biroldukça tehdit ögesini meydana getirdi. Zira meskenlerdeki aygıtların çevrimiçi olması, sistemlere erişilebilir olmasıdır. Dijital bir aygıt, bilhassa de internete bağlı olduğunda hiç bir vakit inançlı değildir. Donanımında ya da yazılımında gözden kaçabilen aksaklıklar, bilgisayar korsanları tarafınca tespit edilerek bir ekip verilere ulaşılabilmesini mümkün kılıyor. Ya da üzerinde etrafından bilgi toplayan sensörlerle bir diğerine ajanlık yapabiliyorlar” formunda konuştu.
“Mahrem ayrıntılarımız bir oburunun eline geçebiliyor”
Üretici firmaların işletim sistemi konusunda epeyce titiz davrandıklarını tabir eden Şahin, mevzuyla alakalı olarak kelamlarına şöyle devam etti:
“Cihazların üzerinde mikrofon olmamasına karşın bir robot süpürgenin üstündeki lazer sensörü, cama yöneltilerek camdaki titreşimleri okuyabiliyor ve ses verisi toplayabiliyor. Bu noktada gözden kaçırılan biroldukça şey aslında sensörlere büyük bir fonksiyon kazandırıyor ve mahrem ayrıntılarımız bir diğerinin eline geçebiliyor. Örneğin kombi üzere bir düzenek konutunuzun ısısını bilirken; robot süpürgeler de konutunuzun kaç metrekare olduğunu, hangi odanın nerede olduğunu yahut nasıl bir eşya dizilimine sahip olduğunun bilgisine erişebiliyor.”
“Düzenli bir biçimde güncellemeler devam ettirilmeli”
Nesnelerin internetine karşı insanların bir grup tedbirlerle oluşabilecek tehlikeleri minimalize edebileceklerini belirten Şahin, “Düzenli bir biçimde güncellemeler devam ettirilmeli. Ancak bir daha de dikkatli olmakta yarar var. Kablosuz ağ kullanılmadığında kapatılmalı ve aygıtlar özgün yazılımlarla desteklenmelidir” diyerek kelamlarını tamamladı.