İzmir’in Çeşme Yarımadası’nda uygulamaya konulacak turizm projesine karşı reaksiyonlar sürüyor. Hususa ait TMMOB İzmir Vilayet Uyum Şurası (İKK) tarafınca bir basın açıklaması yapıldı.
Şurası ismine Kent Plancıları Odası İzmir Şubesi Sekreteri Zafer Mutluer’in okuduğu basın açıklamasında, geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafınca İzmir’de bilgilendirme toplantısı yapılan Çeşme Projesi’nin hemen durdurulması gerektiği açıklandı.
Basın açıklaması şöyleki:
“Son senelerda Çeşme ilçesi, sermaye ve merkezi-yerel idarelerin uğraşıyla kendi tabirleriyle parsel parsel talan edilecek. Kuşkusuz bu muhtaçlığın toplumun ve tabiatın ortak faydasıyla en ufak bir ilgisi bulunmuyor. Bütün bu talanın ise tabiata ziyan vermeden ‘istihdam’ sağlamak emeliyle yapıldığı sav ediliyor. yıllardır ‘Alaçatı sulak’ alanını yok etmeye çalışanların çabucak yanı başında farklı bir şey yapacağına inanmamızı mı bekliyorlar? Evet şunu epeyce uygun biliyoruz; bütün kente beton döksek bir daha de gözü doymak bilmeyen bir akıl ile karşı karşıyayız. ‘Çeşme Projesi, İzmir’in ‘Kanal İstanbul’udur. 2019 yılı ortalarında kamuoyunda tartışmaya açılan Çeşme Projesi’nin kısa müddette bir talan projesi olduğu ortaya çıkmıştır. Son iki yıldır yetkili bakanlıklar tarafınca ‘Çeşme Kültür ve Turizm Muhafaza ve Gelişim Bölgesi’ sonları genişletilmekte, sit alanlarındaki muhafaza statüleri düşürülmektedir. Alanda mevcut mera, zeytinlik ve nitelikli tarım yerlerinin ziraî faaliyet haricinde kullanılmasını sağlayacak Vilayet Toprak Muhafaza Konseyi sonucu alınmaktadır. Bu kararlar, bilimsel destekten mahrum olup bir süre daha sonra gündeme gelecek plan kararlarına altlık teşkil etmesi hedefiyle yapılmaktadır. Alandaki mülkiyetlerin yüzde 97’si kamu mülkiyeti bulunmasına karşın bu projenin hayata geçmesi durumunda buranın parsel parsel satılacağı itiraf edilmektedir. Üstelik bu itiraf epeyce sayıda üniversitenin, sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerin katkısıyla yapılarak kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır.”
“SAYISIZ CANLI TİPİ ÖLECEK”
Mutluer, Cumhuriyet ve hayvan köyünün kurulacağı, sakız ağaçlarının dikileceği açıklanan projenin tatlı gösterilmek istendiğini savundu. Alanda yapılacak her türlü müdahalenin ekosistem ve tarımın bütünlüğünü olumsuz etkileyeceğini, sayısız canlı çeşidinin vefatına sebep olacağını belirten Mutluer, şu biçimde dedi:
“Sermayenin ve bir küme insanın çıkarı için bu alanın yok edilmesine ve sayısız canlı çeşidinin ziyan görmesine ömür döngüsü ortasındaki işleyişe müdahale edilmesine müsaade vermeyeceğiz. Sonuç olarak; Alaçatı Sulak alanında yaşanan katliamı mumla aratacak yeni bir katliam ‘Çeşme Projesi’ ile gerçekleştirilmek istenmektedir. Çeşme Yarımadası’ndaki ekolojik yıkım geri dönülemez bir noktaya ulaşmadan, bu yıkımın hemen durdurulması konusunda yetkili kurum ve kuruluşları sorumlu davranmaya, bu talan projesinden vazgeçmeye çağırıyoruz.
Ömür takviye sistemi olarak görülmesi gereken bu alanlara sahip çıkmak, düzgünleştirmek ve korumak yerine tüm bu ekosistemlerin sıhhatini geri döndürülemeyecek biçimde bozabilecek mega proje istemiyoruz. Aksi takdirde, bu kararların altında imzası bulunanlar, gelecekte yaşanacak muhtemel kuraklık, trafik ve koku meselelerinde, ‘doğal afeti’ münasebet gösteremezler. Zira yaşanacak her türlü sorunun faili şahsen kendileridir! Kentimize dönük bu hücumlar yalnızca meslek odalarının konusu değildir. Bu niçinle geleceğimizi tehlikeye atacak rant projelerine karşı bütün bölümleri bir arada çaba etmeye çağırıyoruz.”
“İZMİR’İN KANAL İSTANBUL’U”
Türkiye, Çeşme Projesi’ni Cumhurbaşkanlığı’nca yayımlanan “acele kamulaştırma kararları” ile duymuştu. Çok sayıda yeni turizm tesisi, golf alanı, villa ve marinayı ortasında barındıracak proje niçiniyle Urla ve Çeşme’deki 511 yere yönelik AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla “acele kamulaştırma” kararları çıkarılmıştı. Lakin, yurttaşların tapulu yerleri için çıkarılan bu kararlar büyük reaksiyon çekmişti. Kısa mühlet daha sonra toprakların büyük kısmında “acele kamulaştırma sonucu” kaldırılmıştı.
Lakin projeye yansıları dinmemişti. Yurttaşlar ve çevrecilerin, bölgeye büyük yapılaşma getireceği, tabiat tahribatına niye olacağı ve su kıtlığı yaratacağı tenkitlerini getirdiği projeye yönelik TMMOB İzmir Vilayet Uyum Şurası “İzmir’in Kanal İstanbulu” değerlendirmesini yapmıştı.
Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Lideri Aziz Kocaoğlu da çevrecilerin “rant ve talan projesi” diyerek reaksiyon gösterdiği projenin iptali için açılan davaya takviye vermişti. Kocaoğlu, davanın eksper fiyatı için 2 bin TL yatırmıştı.
Şurası ismine Kent Plancıları Odası İzmir Şubesi Sekreteri Zafer Mutluer’in okuduğu basın açıklamasında, geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafınca İzmir’de bilgilendirme toplantısı yapılan Çeşme Projesi’nin hemen durdurulması gerektiği açıklandı.
Basın açıklaması şöyleki:
“Son senelerda Çeşme ilçesi, sermaye ve merkezi-yerel idarelerin uğraşıyla kendi tabirleriyle parsel parsel talan edilecek. Kuşkusuz bu muhtaçlığın toplumun ve tabiatın ortak faydasıyla en ufak bir ilgisi bulunmuyor. Bütün bu talanın ise tabiata ziyan vermeden ‘istihdam’ sağlamak emeliyle yapıldığı sav ediliyor. yıllardır ‘Alaçatı sulak’ alanını yok etmeye çalışanların çabucak yanı başında farklı bir şey yapacağına inanmamızı mı bekliyorlar? Evet şunu epeyce uygun biliyoruz; bütün kente beton döksek bir daha de gözü doymak bilmeyen bir akıl ile karşı karşıyayız. ‘Çeşme Projesi, İzmir’in ‘Kanal İstanbul’udur. 2019 yılı ortalarında kamuoyunda tartışmaya açılan Çeşme Projesi’nin kısa müddette bir talan projesi olduğu ortaya çıkmıştır. Son iki yıldır yetkili bakanlıklar tarafınca ‘Çeşme Kültür ve Turizm Muhafaza ve Gelişim Bölgesi’ sonları genişletilmekte, sit alanlarındaki muhafaza statüleri düşürülmektedir. Alanda mevcut mera, zeytinlik ve nitelikli tarım yerlerinin ziraî faaliyet haricinde kullanılmasını sağlayacak Vilayet Toprak Muhafaza Konseyi sonucu alınmaktadır. Bu kararlar, bilimsel destekten mahrum olup bir süre daha sonra gündeme gelecek plan kararlarına altlık teşkil etmesi hedefiyle yapılmaktadır. Alandaki mülkiyetlerin yüzde 97’si kamu mülkiyeti bulunmasına karşın bu projenin hayata geçmesi durumunda buranın parsel parsel satılacağı itiraf edilmektedir. Üstelik bu itiraf epeyce sayıda üniversitenin, sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerin katkısıyla yapılarak kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır.”
“SAYISIZ CANLI TİPİ ÖLECEK”
Mutluer, Cumhuriyet ve hayvan köyünün kurulacağı, sakız ağaçlarının dikileceği açıklanan projenin tatlı gösterilmek istendiğini savundu. Alanda yapılacak her türlü müdahalenin ekosistem ve tarımın bütünlüğünü olumsuz etkileyeceğini, sayısız canlı çeşidinin vefatına sebep olacağını belirten Mutluer, şu biçimde dedi:
“Sermayenin ve bir küme insanın çıkarı için bu alanın yok edilmesine ve sayısız canlı çeşidinin ziyan görmesine ömür döngüsü ortasındaki işleyişe müdahale edilmesine müsaade vermeyeceğiz. Sonuç olarak; Alaçatı Sulak alanında yaşanan katliamı mumla aratacak yeni bir katliam ‘Çeşme Projesi’ ile gerçekleştirilmek istenmektedir. Çeşme Yarımadası’ndaki ekolojik yıkım geri dönülemez bir noktaya ulaşmadan, bu yıkımın hemen durdurulması konusunda yetkili kurum ve kuruluşları sorumlu davranmaya, bu talan projesinden vazgeçmeye çağırıyoruz.
Ömür takviye sistemi olarak görülmesi gereken bu alanlara sahip çıkmak, düzgünleştirmek ve korumak yerine tüm bu ekosistemlerin sıhhatini geri döndürülemeyecek biçimde bozabilecek mega proje istemiyoruz. Aksi takdirde, bu kararların altında imzası bulunanlar, gelecekte yaşanacak muhtemel kuraklık, trafik ve koku meselelerinde, ‘doğal afeti’ münasebet gösteremezler. Zira yaşanacak her türlü sorunun faili şahsen kendileridir! Kentimize dönük bu hücumlar yalnızca meslek odalarının konusu değildir. Bu niçinle geleceğimizi tehlikeye atacak rant projelerine karşı bütün bölümleri bir arada çaba etmeye çağırıyoruz.”
“İZMİR’İN KANAL İSTANBUL’U”
Türkiye, Çeşme Projesi’ni Cumhurbaşkanlığı’nca yayımlanan “acele kamulaştırma kararları” ile duymuştu. Çok sayıda yeni turizm tesisi, golf alanı, villa ve marinayı ortasında barındıracak proje niçiniyle Urla ve Çeşme’deki 511 yere yönelik AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla “acele kamulaştırma” kararları çıkarılmıştı. Lakin, yurttaşların tapulu yerleri için çıkarılan bu kararlar büyük reaksiyon çekmişti. Kısa mühlet daha sonra toprakların büyük kısmında “acele kamulaştırma sonucu” kaldırılmıştı.
Lakin projeye yansıları dinmemişti. Yurttaşlar ve çevrecilerin, bölgeye büyük yapılaşma getireceği, tabiat tahribatına niye olacağı ve su kıtlığı yaratacağı tenkitlerini getirdiği projeye yönelik TMMOB İzmir Vilayet Uyum Şurası “İzmir’in Kanal İstanbulu” değerlendirmesini yapmıştı.
Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Lideri Aziz Kocaoğlu da çevrecilerin “rant ve talan projesi” diyerek reaksiyon gösterdiği projenin iptali için açılan davaya takviye vermişti. Kocaoğlu, davanın eksper fiyatı için 2 bin TL yatırmıştı.