Ülkede iğniçin ipliğe her şeye neredeyse her gün artırım geliyor.
Gelen bu artırımlar bilhassa dar gelirli vatandaşlarımıza hayatı epey zorlaştırıyor.
Artan bu pahalılık ile rekor üzerine rekor kırıyoruz.
Gelir ve sarfiyat istikrarına bakarak hesap yaptığımızda dünyada en kıymetli akaryakıtın, doğalgazın, besin mamüllerinin bizde olduğunu epeyce net gorebiliyoruz.
En yüksek vergilerin, gelir dağılımındaki eşitsizliğin, ödenemeyen kredilerin, kredi kartlarının, icralık vatandaş sayılarının her geçen gün arttığı gerçeğini saklamanın epey sıkıntı olduğu bir devirdeyiz.
Çalışan sıkıntılı, patron kaygılı, emekli sıkıntılı bu memlekette…
Mazot fiyatlarının her gün arttığı ve litresinin 25 Türk lirası’na dayandığı bir ülkede varın gerisini siz düşünün.
TÜRK-İŞ’ in 35 yıldan bu yana tertipli olarak her ay hesapladığı Açlık ve Yoksulluk Hududu Şubat 2022 Araştırması’nda açlık sonu 4 bin 552,56 lira ile 2022 yılı taban fiyatının 300 TL üzerine çıkmış durumda.
DİSK’in yaptığı son bir araştırmada ise Tükiye’de 10 milyon kişi taban fiyatla çalışıyor.
Rapor 3 milyon 400 bin emekçinin minimum fiyatın altında bir fiyatla çalıştığını ve bin 500 liradan daha az fiyatla çalışan personel sayısının da 1 milyon 700 bin olduğunu ortaya koyuyor.
Buradan yola çıkarsak ülkenin üçte ikisinin yani yüzde 70’inin açlıkla uğraş ettiğini epeyce rahat söyleyebiliriz.
2021 yılı taban fiyatı ile 384 dolar alıyorken, 2022 yılında yapılan rekor artırıma karşın 294 dolar geçiyor çalışanın eline.
İktidarın tüm bu gerçeklere yüzünü dönmesi milletin yaşadığı problemleri hafifçeletmiyor ne yazık ki!
Kurlarda ve enflasyonda istikrar yakalanmadıkça, kısa ve orta vadede iş imkanları ile ülkede refah standartları artırılmadıkça, daha fazla yatırım için tüzel taban hazırlanmadıkça Türkiye’deki öngörülemez ortamın ortadan kalkması inanın fazlaca sıkıntı.
Her geçen gün daha da bozduğumuz ve bir daha düzeltmenin epey daha uzun vakit alabileceği bir surece gerçek süratle ilerliyoruz.
Unutmayın ki iktisat müspet bir bilimdir.
İnsanları sayılarla oynayarak bir süre yanıltabilirsiniz.
Fakat ebediyen yanıltamazsınız. Bunu bilin lütfen!
Hayali ekonomik uygulamalarla ülke iktisadını getirdiğiniz nokta budur.
Bunu lakin gerçekçi siyasetlerle düzeltebilirsiniz.
20 yıllık AKP iktidarından aldığımız derste bu siyasetleri oluşturamayacakları istikametindedir.
bu biçimde tek yol kalıyor geriye.
O da hemen erken seçime gitmek.
İnat eder, 2023 yılını beklerseniz yalnızca siz değil, bu ülke kaybedecektir.
Bu kayıpla yaşanacak maddi ve manevi hasarı bir vatandaş olarak düşünmek bile istemiyorum.
Vatandaş da şayet döviz 25-30 TL bandına gelsin, mazotun litre fiyatı 35 TL olsun nasılsa ben 100 TL’lik akaryakıt alıyorum, değişen bir şey yok benim için derse ve AKP’ye yeniden iktidar talihi verirse ülkem için söylenecek tek kelam kalıyor geriye;
“Yandı gülüm keten helva”
Pekala ya daha sonrası mı?
Erdoğan’ın dediği üzere: “Ya Allah Bismillah”
Gelen bu artırımlar bilhassa dar gelirli vatandaşlarımıza hayatı epey zorlaştırıyor.
Artan bu pahalılık ile rekor üzerine rekor kırıyoruz.
Gelir ve sarfiyat istikrarına bakarak hesap yaptığımızda dünyada en kıymetli akaryakıtın, doğalgazın, besin mamüllerinin bizde olduğunu epeyce net gorebiliyoruz.
En yüksek vergilerin, gelir dağılımındaki eşitsizliğin, ödenemeyen kredilerin, kredi kartlarının, icralık vatandaş sayılarının her geçen gün arttığı gerçeğini saklamanın epey sıkıntı olduğu bir devirdeyiz.
Çalışan sıkıntılı, patron kaygılı, emekli sıkıntılı bu memlekette…
Mazot fiyatlarının her gün arttığı ve litresinin 25 Türk lirası’na dayandığı bir ülkede varın gerisini siz düşünün.
TÜRK-İŞ’ in 35 yıldan bu yana tertipli olarak her ay hesapladığı Açlık ve Yoksulluk Hududu Şubat 2022 Araştırması’nda açlık sonu 4 bin 552,56 lira ile 2022 yılı taban fiyatının 300 TL üzerine çıkmış durumda.
DİSK’in yaptığı son bir araştırmada ise Tükiye’de 10 milyon kişi taban fiyatla çalışıyor.
Rapor 3 milyon 400 bin emekçinin minimum fiyatın altında bir fiyatla çalıştığını ve bin 500 liradan daha az fiyatla çalışan personel sayısının da 1 milyon 700 bin olduğunu ortaya koyuyor.
Buradan yola çıkarsak ülkenin üçte ikisinin yani yüzde 70’inin açlıkla uğraş ettiğini epeyce rahat söyleyebiliriz.
2021 yılı taban fiyatı ile 384 dolar alıyorken, 2022 yılında yapılan rekor artırıma karşın 294 dolar geçiyor çalışanın eline.
İktidarın tüm bu gerçeklere yüzünü dönmesi milletin yaşadığı problemleri hafifçeletmiyor ne yazık ki!
Kurlarda ve enflasyonda istikrar yakalanmadıkça, kısa ve orta vadede iş imkanları ile ülkede refah standartları artırılmadıkça, daha fazla yatırım için tüzel taban hazırlanmadıkça Türkiye’deki öngörülemez ortamın ortadan kalkması inanın fazlaca sıkıntı.
Her geçen gün daha da bozduğumuz ve bir daha düzeltmenin epey daha uzun vakit alabileceği bir surece gerçek süratle ilerliyoruz.
Unutmayın ki iktisat müspet bir bilimdir.
İnsanları sayılarla oynayarak bir süre yanıltabilirsiniz.
Fakat ebediyen yanıltamazsınız. Bunu bilin lütfen!
Hayali ekonomik uygulamalarla ülke iktisadını getirdiğiniz nokta budur.
Bunu lakin gerçekçi siyasetlerle düzeltebilirsiniz.
20 yıllık AKP iktidarından aldığımız derste bu siyasetleri oluşturamayacakları istikametindedir.
bu biçimde tek yol kalıyor geriye.
O da hemen erken seçime gitmek.
İnat eder, 2023 yılını beklerseniz yalnızca siz değil, bu ülke kaybedecektir.
Bu kayıpla yaşanacak maddi ve manevi hasarı bir vatandaş olarak düşünmek bile istemiyorum.
Vatandaş da şayet döviz 25-30 TL bandına gelsin, mazotun litre fiyatı 35 TL olsun nasılsa ben 100 TL’lik akaryakıt alıyorum, değişen bir şey yok benim için derse ve AKP’ye yeniden iktidar talihi verirse ülkem için söylenecek tek kelam kalıyor geriye;
“Yandı gülüm keten helva”
Pekala ya daha sonrası mı?
Erdoğan’ın dediği üzere: “Ya Allah Bismillah”