Gösteren Ne Demek Edebiyatta ?

Berk

New member
Gösteren Ne Demek Edebiyatta? Eğlenceli ve Biraz da Karışık Bir Konu

Hani bazen elinizde bir kahveyle oturuyorsunuz, bir kitap açıyorsunuz, sonra bir bakmışsınız “gösteren” diye bir şey çıkıyor karşınıza. “Gösteren mi? Ne yani bu? Bir işaret levhası mı, yoksa annemin yıllardır bana gösterdiği bulaşıkları yıkama işareti mi?” diyebilirsiniz. Endişelenmeyin, ben de ilk duyduğumda “gösteren” kelimesini böyle düşünmüştüm. Ama sonra işin içine biraz edebiyat, biraz dilbilim, biraz da hayatın tuhaf gerçekleri girince olay daha da keyifli bir hale geldi.

Şimdi hadi birlikte bu “gösteren” mevzusuna dalalım. Ama sıkıcı akademik açıklamalardan çok, kahve eşliğinde forum sohbeti tadında olsun.

---

Gösteren Nedir, Kardeşim?

Edebiyatta “gösteren”, aslında bir şeyin adını, yani işaretini temsil eden kısımdır. Yani mesela “ağaç” kelimesini düşündüğünüzde, bu kelimenin kendisi gösterendir. Gözünüzün önüne gelen, dalları olan, yaprak döken o varlık ise “gösterilen”dir. Yani kelime ayrı, onun zihnimizde çağrıştırdığı şey ayrı.

Düşünün, sevgiliniz size “çiçek” dediğinde, kafanızda bir gül belirebilir, ama onun aklında papatya vardır. İşte kavga sebebi! Çünkü gösteren aynı olsa da (çiçek kelimesi), gösterilen kişiden kişiye değişebilir. Bu da bize gösteriyor ki, edebiyat aslında biraz strateji oyunu gibi: aynı kelimeyle farklı ruh hallerine, farklı anlamlara kapı açabiliyoruz.

---

Erkeklerin Gösterenle İmtihanı

Erkekler genelde çözüm odaklıdır ya, hani bir sorun varsa hemen “nasıl çözeriz?” diye düşünürler. Gösteren meselesine de böyle bakıyorlar. Adam “masa” kelimesini duydu mu, kafasında direkt dört ayaklı, üzerine laptop konulan bir nesne beliriyor. Nokta. Ne romantiklik, ne sembol…

O yüzden bir kadının “sen bana masa gibi sağlam bir dayanak ol” cümlesinde, erkek sadece IKEA kataloğu düşünüyorsa şaşırmamak lazım. Onun için gösteren düz, pratik, işlevsel bir şeydir. Romantizme pek yer yoktur.

---

Kadınların Gösteren Yorumu

Kadınlarda durum bambaşka. Kadın için kelime yalnızca kelime değildir, arkasında duygular, ilişkiler, empati, hisler vardır. Mesela “deniz” dendiğinde, erkek için yaz tatilinde şezlonga havlu serilecek yerdir; kadın içinse sonsuzluk, özgürlük, belki de ilk aşkının geçtiği sahil…

Yani kadınlar göstereni daha katmanlı okur. Bu yüzden “çiçek” kelimesi onlar için sadece bitki değil, bir ilgi göstergesidir, bir hatırlamadır. Gösteren onlara göre hem nesnel hem de duygusal bir köprü olur.

---

Forumda Tartışma Çıksa Ne Olurdu?

Şimdi hayal edin, bir forumda konumuz “gösteren nedir?” oldu. İlk mesajı bir erkek yazsa:

“Arkadaşlar, gösteren dediğimiz şey işte kelimenin kendisi. Nokta. Masa masadır, sandalye sandalyedir. Abartmaya gerek yok.”

Hemen ardından bir kadın cevabı yapıştırır:

“Canım öyle basit değil o iş. Masa dediğin şey bazen aile yemeklerinin sıcaklığını, bazen dost sohbetlerini, bazen de yalnızlığın ağırlığını anlatır. Gösteren masa olabilir, ama gösterilen bir ömürlük hatıradır.”

Ve işte forumda kıyamet kopar! Erkek tarafı “Abartıyorsunuz, masa masa işte” derken, kadın tarafı “Hayır, o masanın ruhu var” diye ısrar eder. Sonunda moderatör gelir, “Arkadaşlar sakin, masa hem masadır hem de metafor olabilir, tartışmayı kilitliyorum” der.

---

Gösteren ile Günlük Hayatımız

Aslında bu mevzu sadece edebiyatla sınırlı değil. Günlük hayatta da gösterenlerle yaşıyoruz. Mesela “like” butonu düşünün. Gösteren: baş parmak ikonu. Gösterilen: bazen “beğendim”, bazen “gördüm”, bazen de “beni unutma, buradayım”.

Veya “tamam” kelimesi. Erkek için “tamam” demek olay bitmiştir. Kadın içinse “tamam”ın 20 farklı tonu vardır: kızgın tamam, kırgın tamam, gönül koyan tamam, gerçekten tamam… Erkek “tamam”ı tek gösterilenle ilişkilendirirken, kadın için her “tamam” ayrı bir dünya açar.

---

Edebiyatın Göstereni: Sihirli Bir Araç

İşte bu yüzden edebiyat dediğimiz şey aslında gösterenlerle büyülü bir oyun oynamaktır. Şair “gece” derken sadece karanlık saatleri kastetmez; o “gece” aynı zamanda ayrılığı, hüzünü, belki de aşkın gizemini taşır. Romanlarda, şiirlerde gösteren, yazarın elinde bir anahtara dönüşür.

Bir kadın yazar “kapı” dediğinde, o kapı bazen bir hayat eşiğidir, bazen özgürlüğün başlangıcı. Bir erkek yazar ise o kapıyı daha çok “içeri girilen ve dışarı çıkılan nesne” olarak kullanabilir. İki yaklaşım da doğrudur, ama hissettirdikleri bambaşkadır.

---

Gösteren: Hem Komik Hem Derin

En güzeli de şu ki, gösteren dediğimiz şey bir yandan hayatı kolaylaştırıyor, bir yandan da karmaşıklaştırıyor. Basit bir kelimeyle başlayıp, içinden felsefe, psikoloji, edebiyat çıkıyor.

Bir erkek “anahtarımı gördün mü?” diye sorarken sadece metal bir nesneyi kasteder. Ama bir kadın bu cümleyi duyduğunda, belki de “bizim ilişkimizin anahtarını kaybettin” diye romantik bir gönderme bile yapabilir. İşte gösterenin büyüsü burada!

---

Sonuç: Hepimiz Gösterenlerle Yaşıyoruz

Özetle, gösteren dediğimiz şey edebiyatın, dilin ve hatta hayatın tam merkezinde. Erkekler daha pratik, stratejik ve çözüm odaklı bir şekilde yorumlarken; kadınlar empatik, ilişki odaklı ve katmanlı bir şekilde ele alıyor. Bu farklılık da tartışmaları hem keyifli hem de biraz karmaşık hale getiriyor.

Sonuçta kelimeler sadece kelime değil; onların içinde anılar, duygular, stratejiler ve empati var. Gösteren bir kelime olabilir, ama gösterilen hepimizin içinde taşıdığı bambaşka hikâyelerdir.

Ve belki de bu yüzden edebiyat, hayatın en komik ve en derin oyunlarından biri olmaya devam ediyor.
 
Üst