Günümüzde en sık rastlanan rahatsızlıklardan olan kalça kireçlenmesi, kalça eklem hareketlerinin kısıtlanması ve kasıkta oluşan ağrı ile kendini aşikâr ediyor.
Lakin kalça eklem kireçlenmesinin bulgularını sergileyen öteki etkenler olduğu da göz arkası edilmemelidir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır mevzu hakkında değerli bilgiler verdi. İnanır, mevzuya ait açıklamalarında şu sözleri kullandı:
“Kireçlenme aslında bir kıkırdak bozulmasıdır. Bacağı gövdeye bağlayan ana ekleme kalça eklemi denir. Kalça eklemi epeyce fazla yük taşır. Kalça eklemi kireçlenmesi çeşitli sebeplerle bu eklemi oluşturan kemiklerin üzerine kaplayan kıkırdağın aşınması, deforme olması ve alttaki kemiklerin anatomik yapısını kaybetmesidir.
KALÇA KİREÇLENMESİNİN SEBEPLERİ
Kalça eklemi kireçlenmeleri 2 kümeye ayrılır. 1’inci küme daha sık karşılaşılan doğumsal yahut daha sonradan meydana gelen yapısal bir bozukluk (artrit, kalça çıkığı, çocukluk çağı kalça kemiği hastalıkları, travma üzere…) niçiniyle vakit ortasında kalça eklemindeki kıkırdağın aşınması kararı ortaya çıkan kireçlenmelerdir. 2’nci küme ise niçini belirlenemeyen kalça kireçlenmeleridir.
”KÜÇÜK YAŞLARDA DA GÖRÜLEBİLİR”
Kalça eklemi kireçlenmesi sorunu sıklıkla 60 yaşından daha sonra meydana gelebileceği üzere, çocuklukta geçirilen kalça eklemi hastalıkları daha sonrasında ya da doğumsal kalça çıkığı olduğu vakit da küçük yaşlarda da görülebilir.
”ÖNEMLİ ŞİKAYETLERİN BAŞINDA AĞRI GELİR”
Kalça eklemi kireçlenmesi, hastaların hayatını zorlaştırıp beraberinde ömür kalitesini de çok düşüren bir hastalıktır. En bariz ve değerli şikayetlerin başında ağrı gelir. Bu ağrı niçiniyle de çorap giymek, araca binme, oturmak ve kalkmak üzere günlük yapılan işlerde kuvvetlik yaşanması da belirtiler içindedır. Kalça eklemi hareketlerinde kısıtlanma meydana gelir. Çoğunlukla da birinci olarak ağrı akabinde hareketlerde kısıtlanma ortaya çıkar. Bu ağrı kalçada değil kasık kısmında hissedilen ve dize gerçek yayılma özelliği gösteren bir ağrı olarak karşımıza çıkmaktadır.”
SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER
Sık karşılaşılan belirtilerin kimileri şunları içerir:
Teşhisin konulması ve tedavi biçimleri hakkında açıklama yapan Dr. İnanır, açıklamalarını şu biçimde sürdürdü:
“Hastanın şikayetlerinin dinlenilmesinin akabinde fiziki muayene ile hastalık ortaya konulabilir. Ama kalça eklemi hastalıkları içinde ayırıcı teşhis yapmak için çoklukla en evvel röntgen sineması çekilmesi gereklidir. Kimi özel durumlarda MR ve bilgisayarlı tomografi incelemesi gerekli olabilir. Kireçlenmenin belirtilerini azaltmak yahut büsbütün ortadan kaldırmak için farklı seçenekler mevcuttur.
Tabipler, eklemlerdeki ağrı ve iltihabi durum için ilaç reçete eder lakin bu durum lezyonun ortadan kalkmasını sağlamaz hissettirmeyen ağrı kesiciler lezyonun daha da büyümesine niye olabilir.
Fizik tedavi ile belirtilerin hafifçelemesi sağlanabilir. Kimi hastalarda cerrahi süreç gerekebilir.
Eklem içi yahut eklemi çevreleyen dokulara ilaç enjeksiyonları, Proloterapi, Nöralterapi, kök hücre uygulamaları da tercih edilen tedavi formları içinde bulunur ve bunlar kesinlikle uygulanacak tedavi, seçenekleri ortasına dahil edilmelidir.
Hastalığın uzun vadeli idaresinde ağrı, sertlik ve şişlik üzere belirtileri yönetmek, eklem hareketliliğini ve esnekliği artırma, kilo verme, kâfi sayıda idman yapmak kaidedir.
Lakin kalça eklem kireçlenmesinin bulgularını sergileyen öteki etkenler olduğu da göz arkası edilmemelidir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Ahmet İnanır mevzu hakkında değerli bilgiler verdi. İnanır, mevzuya ait açıklamalarında şu sözleri kullandı:
“Kireçlenme aslında bir kıkırdak bozulmasıdır. Bacağı gövdeye bağlayan ana ekleme kalça eklemi denir. Kalça eklemi epeyce fazla yük taşır. Kalça eklemi kireçlenmesi çeşitli sebeplerle bu eklemi oluşturan kemiklerin üzerine kaplayan kıkırdağın aşınması, deforme olması ve alttaki kemiklerin anatomik yapısını kaybetmesidir.
KALÇA KİREÇLENMESİNİN SEBEPLERİ
Kalça eklemi kireçlenmeleri 2 kümeye ayrılır. 1’inci küme daha sık karşılaşılan doğumsal yahut daha sonradan meydana gelen yapısal bir bozukluk (artrit, kalça çıkığı, çocukluk çağı kalça kemiği hastalıkları, travma üzere…) niçiniyle vakit ortasında kalça eklemindeki kıkırdağın aşınması kararı ortaya çıkan kireçlenmelerdir. 2’nci küme ise niçini belirlenemeyen kalça kireçlenmeleridir.
”KÜÇÜK YAŞLARDA DA GÖRÜLEBİLİR”
Kalça eklemi kireçlenmesi sorunu sıklıkla 60 yaşından daha sonra meydana gelebileceği üzere, çocuklukta geçirilen kalça eklemi hastalıkları daha sonrasında ya da doğumsal kalça çıkığı olduğu vakit da küçük yaşlarda da görülebilir.
”ÖNEMLİ ŞİKAYETLERİN BAŞINDA AĞRI GELİR”
Kalça eklemi kireçlenmesi, hastaların hayatını zorlaştırıp beraberinde ömür kalitesini de çok düşüren bir hastalıktır. En bariz ve değerli şikayetlerin başında ağrı gelir. Bu ağrı niçiniyle de çorap giymek, araca binme, oturmak ve kalkmak üzere günlük yapılan işlerde kuvvetlik yaşanması da belirtiler içindedır. Kalça eklemi hareketlerinde kısıtlanma meydana gelir. Çoğunlukla da birinci olarak ağrı akabinde hareketlerde kısıtlanma ortaya çıkar. Bu ağrı kalçada değil kasık kısmında hissedilen ve dize gerçek yayılma özelliği gösteren bir ağrı olarak karşımıza çıkmaktadır.”
SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER
Sık karşılaşılan belirtilerin kimileri şunları içerir:
Hareket etmekle azalan eklem sertliği ve hareket kısıtlılığı
Bir eklem büküldüğünde eklemeden tıkırtı ya da çıtırtı sesi gelmesi
Eklem etrafında yavaşça şişme
Aktivite daha sonrasında yahut gün sonuna gerçek artan eklem ağrısı
Kasık bölgesi yahut kalçada, kimi vakit de diz yahut uylukta ağrı hissedilir.
Teşhisin konulması ve tedavi biçimleri hakkında açıklama yapan Dr. İnanır, açıklamalarını şu biçimde sürdürdü:
“Hastanın şikayetlerinin dinlenilmesinin akabinde fiziki muayene ile hastalık ortaya konulabilir. Ama kalça eklemi hastalıkları içinde ayırıcı teşhis yapmak için çoklukla en evvel röntgen sineması çekilmesi gereklidir. Kimi özel durumlarda MR ve bilgisayarlı tomografi incelemesi gerekli olabilir. Kireçlenmenin belirtilerini azaltmak yahut büsbütün ortadan kaldırmak için farklı seçenekler mevcuttur.
Tabipler, eklemlerdeki ağrı ve iltihabi durum için ilaç reçete eder lakin bu durum lezyonun ortadan kalkmasını sağlamaz hissettirmeyen ağrı kesiciler lezyonun daha da büyümesine niye olabilir.
Fizik tedavi ile belirtilerin hafifçelemesi sağlanabilir. Kimi hastalarda cerrahi süreç gerekebilir.
Eklem içi yahut eklemi çevreleyen dokulara ilaç enjeksiyonları, Proloterapi, Nöralterapi, kök hücre uygulamaları da tercih edilen tedavi formları içinde bulunur ve bunlar kesinlikle uygulanacak tedavi, seçenekleri ortasına dahil edilmelidir.
Hastalığın uzun vadeli idaresinde ağrı, sertlik ve şişlik üzere belirtileri yönetmek, eklem hareketliliğini ve esnekliği artırma, kilo verme, kâfi sayıda idman yapmak kaidedir.