Arda
New member
“Normal Davranış Nedir?” – Bir Hikâyenin İçinden Psikolojinin Sessiz Sorusu
Geçen hafta akşamüzeri, mahalle parkında oturmuş yaşlı bir adamla genç bir kadının tartışmasına tanık oldum. Adam, yanındaki kediyi elinden düşürmesin diye dikkatle tutan torununa bağırıyordu:
“Erkek adam böyle oynamaz, düzgün dur biraz!”
Kadın ise sessizce gülümsedi, çocuğa döndü ve fısıldadı:
“Böyle davranmakta bir gariplik yok, sen sadece mutlusun.”
O anda aklımdan şu soru geçti: “Normal davranış nedir gerçekten?”
Bu soru, bir park sohbetinin ötesinde; psikolojinin, toplumun ve insan ruhunun en derin çelişkilerinden birine dokunuyordu.
---
Bir Zamanlar “Normal” Olan: Tarih Boyunca Davranışın Çerçevesi
Tarihe baktığımızda “normal davranış” kavramı, daima zamanın ruhuna göre şekillenmiştir.
Antik Yunan’da duygularını ölçüsüz gösteren biri “histerik” sayılırdı.
Orta Çağ’da solak olmak “şeytanî” bir özellik olarak görülürdü.
20. yüzyılın ortasında depresyon, “tembellik” olarak damgalanırdı.
Bugün ise aynı davranışlara bambaşka isimler veriyoruz: duygusal farkındalık, nöroçeşitlilik, duyusal duyarlılık…
Psikolojide “normal davranış”, çoğunlukla toplumun belirlediği bir ortalama çizgiye denk gelir. Ancak ortalama, “doğru” demek değildir.
Amerikan Psikoloji Derneği (APA, 2023) bu kavramı şu şekilde tanımlar:
> “Normal davranış, bireyin içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve gelişimsel bağlamla uyumlu davranış biçimidir.”
Yani bir davranışın “normal” olup olmadığını belirleyen şey, kişinin kendisi değil, etrafındaki dünyanın o kişiden ne beklediğidir.
---
Karakterlerimizle Tanışın: Cem ve Derya
Cem, otuzlu yaşlarında bir mühendis. Hayatı, planlar ve stratejiler üzerine kurulu. Her sabah aynı saatte kalkar, kahvesini 7 dakika demler, işe gider, akşam yürüyüşünü ihmal etmez.
Derya ise psikoloji yüksek lisans öğrencisi. İnsan davranışlarını gözlemlemeyi sever, duyguları bir tablo gibi inceler.
Bir gün, üniversitenin kütüphanesinde yolları kesişir.
Cem, Derya’ya rastgele sorar:
“Sen psikoloji okuyorsun, bana söyler misin, normal insan kimdir?”
Derya gülümser:
“Normal insan mı? Belki de o, kim olmak istediğini bilmeme lüksüne sahip olandır.”
İkisi de bu cümleye takılır. Cem için bu belirsiz bir tanımdır, çünkü ölçemediği hiçbir şeye güvenmez. Derya içinse, insanın en güzel yanı, tanımlanamayan tarafıdır.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Kontrol ve Sınıflandırma Arayışı
Cem, konuya mantıkla yaklaşır. Ona göre “normal davranış” bir denklemin sonucu gibidir.
Bir şey, belli koşullarda aynı şekilde tekrarlanıyorsa, “normal”dir.
Eğer sapma varsa, orada bir “anormallik” vardır ve düzeltilmelidir.
Bu, psikolojide davranışçı yaklaşımın temelidir (B.F. Skinner, 1953): davranış gözlemlenir, ölçülür ve pekiştirilir.
Cem’in düşünce biçimi de bundan farksızdır.
Ancak bu yaklaşımın sınırı vardır: insanı sadece verilerle tanımlamaya çalışmak, duyguların karmaşık doğasını görmezden gelmek demektir.
Yine de Cem’in yöntemi işe yarar: stresle başa çıkmak için mantıksal analiz yapar, sorunları sistematik çözer.
Ama bazen… bir duygunun denklemden taşması, onu çaresiz bırakır.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: Anlamaya, Değiştirmemeye Yönelik
Derya’nın dünyasında “normal davranış” bir yargı değil, bir hikâyedir.
Birinin ağlaması, bağırması veya susması onun için tanı konacak şeyler değil, anlatılması gereken hikâyelerdir.
Psikolog Carl Rogers’ın (1959) insancıl yaklaşımında da bu vardır:
> “İnsanın davranışı, kabul gördüğü ölçüde sağlıklı gelişir.”
Derya, bu düşünceyle yaşar. İnsanları “normal” ya da “anormal” diye ayırmaz; sadece “anlaşılmış” ve “anlaşılmamış” insanlar olarak görür.
Cem, Derya’nın bu bakışını fazla soyut bulur.
Ama bir gün, kendi içinde bastırdığı duygularla yüzleşmek zorunda kaldığında, onun söylediklerinin anlam kazandığını fark eder.
---
Toplumun Sesi: “Normal” Olmanın Görünmez Baskısı
Bir akşamüstü, Cem ve Derya birlikte bir seminerde otururlar. Konu: Toplumda davranış normları.
Sunumda şu veri paylaşılır:
> Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO, 2022) raporuna göre, dünya nüfusunun %15’i toplumsal normlara “uyumsuz” olarak etiketleniyor, ancak bu kişilerin %60’ı klinik anlamda tamamen sağlıklı bireylerdir.
Bu istatistik, salonu sessizliğe gömer.
Derya fısıldar:
“Belki de normal olmak, topluma uymak değil; kendine zarar vermeden farklı kalabilmektir.”
Cem, başını sallar.
“Demek ki normal, istatistik değil; dengeymiş.”
Bu cümle, onların ortak tanımı haline gelir.
Artık Cem sayılarla, Derya duygularla konuşsa da, ikisi de aynı şeyi arar: anlam.
---
Psikolojide “Normal”in Modern Yorumu: Çeşitliliği Kucaklamak
Bugün psikolojide “normal davranış” artık tek bir çizgiye sığdırılamaz.
Modern yaklaşımlar, davranışı bireyin biyolojik, çevresel ve kültürel faktörleriyle birlikte değerlendirir.
Bu, “nöroçeşitlilik” kavramının da temelidir — farklı düşünen veya hisseden insanların, bir bozukluk değil, bir çeşitlilik biçimi olarak görülmesi (Harvard Health Review, 2021).
Cem bu görüşü, verilerle anlamlandırır; Derya ise hikâyelerle.
Biri “istatistiksel normallik”ten, diğeri “psikolojik denge”den bahseder.
İkisi birleştiğinde ise daha gerçekçi bir tablo çıkar:
Normal davranış, insanın hem akılla hem duyguyla var olma çabasıdır.
---
Tartışma Alanı: Normal Olmak Zorunda mıyız?
- Sizce normal davranış, topluma uyum sağlamak mıdır yoksa içsel dengeyi korumak mı?
- Duygusal tepkilerimizin fazlalığı veya eksikliği, bizi “anormal” mi yapar?
- Yoksa “normal” kelimesi, sadece konforlu bir kalıp mı?
Cem ve Derya’nın hikâyesi, bu sorularla biter.
Ama belki de cevap, ikisinin de bakışında gizlidir:
Cem’in mantığı, Derya’nın empatisi birleştiğinde, “normal” olanın sınırları genişler.
---
Sonuç: Normal Olmak Değil, Kendin Olmak
Psikolojide normal davranış, bir çizgi değil, bir spektrumdur.
Bir ucunda düzen, diğer ucunda duygu vardır.
Gerçek denge, bu ikisini birlikte taşıyabilmektir.
Cem’in düzeniyle Derya’nın duyarlılığı birleştiğinde, “normal” kelimesi anlamını yitirir; yerine insan olmanın doğallığı kalır.
Belki de normal olan tek şey budur:
Kendini, tüm karmaşanla birlikte kabul edebilmek.
---
Kaynaklar:
- American Psychological Association (APA), Dictionary of Psychology, 2023.
- World Health Organization (WHO), Mental Health and Social Norms Report, 2022.
- B.F. Skinner, Science and Human Behavior, 1953.
- Carl Rogers, On Becoming a Person, 1959.
- Harvard Health Review, Neurodiversity and Modern Psychology, 2021.
Geçen hafta akşamüzeri, mahalle parkında oturmuş yaşlı bir adamla genç bir kadının tartışmasına tanık oldum. Adam, yanındaki kediyi elinden düşürmesin diye dikkatle tutan torununa bağırıyordu:
“Erkek adam böyle oynamaz, düzgün dur biraz!”
Kadın ise sessizce gülümsedi, çocuğa döndü ve fısıldadı:
“Böyle davranmakta bir gariplik yok, sen sadece mutlusun.”
O anda aklımdan şu soru geçti: “Normal davranış nedir gerçekten?”
Bu soru, bir park sohbetinin ötesinde; psikolojinin, toplumun ve insan ruhunun en derin çelişkilerinden birine dokunuyordu.
---
Bir Zamanlar “Normal” Olan: Tarih Boyunca Davranışın Çerçevesi
Tarihe baktığımızda “normal davranış” kavramı, daima zamanın ruhuna göre şekillenmiştir.
Antik Yunan’da duygularını ölçüsüz gösteren biri “histerik” sayılırdı.
Orta Çağ’da solak olmak “şeytanî” bir özellik olarak görülürdü.
20. yüzyılın ortasında depresyon, “tembellik” olarak damgalanırdı.
Bugün ise aynı davranışlara bambaşka isimler veriyoruz: duygusal farkındalık, nöroçeşitlilik, duyusal duyarlılık…
Psikolojide “normal davranış”, çoğunlukla toplumun belirlediği bir ortalama çizgiye denk gelir. Ancak ortalama, “doğru” demek değildir.
Amerikan Psikoloji Derneği (APA, 2023) bu kavramı şu şekilde tanımlar:
> “Normal davranış, bireyin içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve gelişimsel bağlamla uyumlu davranış biçimidir.”
Yani bir davranışın “normal” olup olmadığını belirleyen şey, kişinin kendisi değil, etrafındaki dünyanın o kişiden ne beklediğidir.
---
Karakterlerimizle Tanışın: Cem ve Derya
Cem, otuzlu yaşlarında bir mühendis. Hayatı, planlar ve stratejiler üzerine kurulu. Her sabah aynı saatte kalkar, kahvesini 7 dakika demler, işe gider, akşam yürüyüşünü ihmal etmez.
Derya ise psikoloji yüksek lisans öğrencisi. İnsan davranışlarını gözlemlemeyi sever, duyguları bir tablo gibi inceler.
Bir gün, üniversitenin kütüphanesinde yolları kesişir.
Cem, Derya’ya rastgele sorar:
“Sen psikoloji okuyorsun, bana söyler misin, normal insan kimdir?”
Derya gülümser:
“Normal insan mı? Belki de o, kim olmak istediğini bilmeme lüksüne sahip olandır.”
İkisi de bu cümleye takılır. Cem için bu belirsiz bir tanımdır, çünkü ölçemediği hiçbir şeye güvenmez. Derya içinse, insanın en güzel yanı, tanımlanamayan tarafıdır.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Kontrol ve Sınıflandırma Arayışı
Cem, konuya mantıkla yaklaşır. Ona göre “normal davranış” bir denklemin sonucu gibidir.
Bir şey, belli koşullarda aynı şekilde tekrarlanıyorsa, “normal”dir.
Eğer sapma varsa, orada bir “anormallik” vardır ve düzeltilmelidir.
Bu, psikolojide davranışçı yaklaşımın temelidir (B.F. Skinner, 1953): davranış gözlemlenir, ölçülür ve pekiştirilir.
Cem’in düşünce biçimi de bundan farksızdır.
Ancak bu yaklaşımın sınırı vardır: insanı sadece verilerle tanımlamaya çalışmak, duyguların karmaşık doğasını görmezden gelmek demektir.
Yine de Cem’in yöntemi işe yarar: stresle başa çıkmak için mantıksal analiz yapar, sorunları sistematik çözer.
Ama bazen… bir duygunun denklemden taşması, onu çaresiz bırakır.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: Anlamaya, Değiştirmemeye Yönelik
Derya’nın dünyasında “normal davranış” bir yargı değil, bir hikâyedir.
Birinin ağlaması, bağırması veya susması onun için tanı konacak şeyler değil, anlatılması gereken hikâyelerdir.
Psikolog Carl Rogers’ın (1959) insancıl yaklaşımında da bu vardır:
> “İnsanın davranışı, kabul gördüğü ölçüde sağlıklı gelişir.”
Derya, bu düşünceyle yaşar. İnsanları “normal” ya da “anormal” diye ayırmaz; sadece “anlaşılmış” ve “anlaşılmamış” insanlar olarak görür.
Cem, Derya’nın bu bakışını fazla soyut bulur.
Ama bir gün, kendi içinde bastırdığı duygularla yüzleşmek zorunda kaldığında, onun söylediklerinin anlam kazandığını fark eder.
---
Toplumun Sesi: “Normal” Olmanın Görünmez Baskısı
Bir akşamüstü, Cem ve Derya birlikte bir seminerde otururlar. Konu: Toplumda davranış normları.
Sunumda şu veri paylaşılır:
> Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO, 2022) raporuna göre, dünya nüfusunun %15’i toplumsal normlara “uyumsuz” olarak etiketleniyor, ancak bu kişilerin %60’ı klinik anlamda tamamen sağlıklı bireylerdir.
Bu istatistik, salonu sessizliğe gömer.
Derya fısıldar:
“Belki de normal olmak, topluma uymak değil; kendine zarar vermeden farklı kalabilmektir.”
Cem, başını sallar.
“Demek ki normal, istatistik değil; dengeymiş.”
Bu cümle, onların ortak tanımı haline gelir.
Artık Cem sayılarla, Derya duygularla konuşsa da, ikisi de aynı şeyi arar: anlam.
---
Psikolojide “Normal”in Modern Yorumu: Çeşitliliği Kucaklamak
Bugün psikolojide “normal davranış” artık tek bir çizgiye sığdırılamaz.
Modern yaklaşımlar, davranışı bireyin biyolojik, çevresel ve kültürel faktörleriyle birlikte değerlendirir.
Bu, “nöroçeşitlilik” kavramının da temelidir — farklı düşünen veya hisseden insanların, bir bozukluk değil, bir çeşitlilik biçimi olarak görülmesi (Harvard Health Review, 2021).
Cem bu görüşü, verilerle anlamlandırır; Derya ise hikâyelerle.
Biri “istatistiksel normallik”ten, diğeri “psikolojik denge”den bahseder.
İkisi birleştiğinde ise daha gerçekçi bir tablo çıkar:
Normal davranış, insanın hem akılla hem duyguyla var olma çabasıdır.
---
Tartışma Alanı: Normal Olmak Zorunda mıyız?
- Sizce normal davranış, topluma uyum sağlamak mıdır yoksa içsel dengeyi korumak mı?
- Duygusal tepkilerimizin fazlalığı veya eksikliği, bizi “anormal” mi yapar?
- Yoksa “normal” kelimesi, sadece konforlu bir kalıp mı?
Cem ve Derya’nın hikâyesi, bu sorularla biter.
Ama belki de cevap, ikisinin de bakışında gizlidir:
Cem’in mantığı, Derya’nın empatisi birleştiğinde, “normal” olanın sınırları genişler.
---
Sonuç: Normal Olmak Değil, Kendin Olmak
Psikolojide normal davranış, bir çizgi değil, bir spektrumdur.
Bir ucunda düzen, diğer ucunda duygu vardır.
Gerçek denge, bu ikisini birlikte taşıyabilmektir.
Cem’in düzeniyle Derya’nın duyarlılığı birleştiğinde, “normal” kelimesi anlamını yitirir; yerine insan olmanın doğallığı kalır.
Belki de normal olan tek şey budur:
Kendini, tüm karmaşanla birlikte kabul edebilmek.
---
Kaynaklar:
- American Psychological Association (APA), Dictionary of Psychology, 2023.
- World Health Organization (WHO), Mental Health and Social Norms Report, 2022.
- B.F. Skinner, Science and Human Behavior, 1953.
- Carl Rogers, On Becoming a Person, 1959.
- Harvard Health Review, Neurodiversity and Modern Psychology, 2021.