Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan Pegasus Havayolları’na ilişkin uçak uzun mühlet tartışma yaratmıştı. 3 kişinin ömrünü kaybettiği, 4 kişinin ağır yaralandığı kazanın raporu tamamlandı. Rapor kapalı tutulacak ve incelemek isteyenler müracaat yaparak nazaranbilecek.
Bir tarafta ömrünü kaybeden 3 insan, 4’ü ağır 180 yaralı, başka tarafta ağır hava koşulları, pilotların aldığı kararlar, kulenin tutumu ve en kıymetlisi senelerca rakip durumdaki firmaların bir türlü bitirmediği ikinci pist niçiniyle yıpranan pistle ilgili kahırlar günlerce konuşulmuştu.
Yargılama sırasında mahkemenin bakılırsavlendirdiği uzman heyeti pilotlardan birini asli, ötekini tali kusurlu bulmuştu.
Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine nazaran, lakin en kapsamlı rapor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafınca yapılandı. Kazadan tam iki yıl bir ay daha sonra bu raporun tamamlandığı belirtildi. Bakanlığın sonucuna bakılırsa kazanın raporunu incelemek için kazayla olan ilginin kanıtlanması gerektiği ortaya çıktı.
RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
Bakanlık, Resmi Gazete’de bugün yayımlanan “Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme Raporu Duyurusu” başlığı altında şu ayrıntıları verdi:
“05.02.2020 tarihinde TC-IZK tescil işaretli hava aracı, 18:19 lokalde Sabiha Gökçen
Havalimanı 06 pistine inişini müteakiben, pistte tutunamayıp 06 pist sonundan dışarı çıkmış ve hava aracı kazası meydana gelmiştir. Kazada 3 kişi hayatını kaybetmiş olup 4 kişi ağır yaralanmıştır.
RAPORU İNCELEMEK İSTEYENLER BAŞVURABİLİR
Kelam konusu hava aracı kazası ile ilgili olarak, “Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme Raporu” ilgili kişi ve kuruluşların bilgisine sunulmak üzere tekemmül etmiştir.
Bu niçinle bahis ile ilgisini kanıtlayan şahıslar ve kurumlar kelam konusu Sonuncu Raporu incelemek istedikleri takdirde Bakanlığımıza müracaatta bulunabilirler.”
ERDAĞI: RAPOR SAKLANARAK BİRİLERİ KORUNUYOR
Sözcü’den Yusuf Demir’e konuşan Sivil Havacılık Eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, mevzuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu:
“Tüm dünya uçak kazalarında süreci fazlaca şeffaf yürütür. Tüm ayrıntılara ilgilenen herkes online olarak ulaşabilir. Türkiye’de ise durum farklı…
Çok net söylüyorum, maddelerde, mevzuatta bu raporların açıklanmasının önünde hiç bir mani yoktur.
Türkiye’de yaşanan her havacılık kazasının akabinde, siyasi iktidardan, otorite kurumlara kadar tüm yetkililer, ağız birliği etmişçesine tek açıklama yapar.
“Sabırlı olalım. İlgili uzmanlar incelemelerini yapsın. Rapor hazırlansın. Tüm gerçekler açıklanacaktır.” Lakin o açıklama hiç yapılmaz.
Bu hadisede da Sabiha Gökçen’de gereksinim duyulan ikinci pist inşaatının, İstanbul Havalimanı’nı işleten müteahhit firmalara verillmesi ve uzun yıllardır bitirilememesi mevcut tek pistin yıpranmasına niye oldu. Kazanın değerli niçinlerinden biri de pistteki bu yıpranmadır. Periyodun Ulaştırma Bakanı da bunu açıkça tabir etmişti.
Türkiye’de bu raporlar saklanarak birileri korunuyor, gerçekler gizleniyor… Bunun diğer açıklaması olamaz.
Bu ve gibisi yanlışlar, Türk havacılığında 90 yılda büyük zorluklarla elde edilen kazanımların kaybedilmesine niye olmaktadır. Kesinlikle milletlerarası standartlarda bir idare anlayışı benimsenmelidir.
Bu tıp kazalarda aslına bakarsan en başından sürecin sonuna kadar kamuoyu hakikat ve sistemli olarak bilgilendirilmediği için bilgi kirliliği yaşanıyor. Raporun kamuoyuna sunulmaması bu bilgi kirliliğini daha da artırdığı üzere kamuoyu da tatmin olmuyor. Unutmamak gerekir ki bu cins raporların yazılmasının tek bir sebebi vardır o da misal kazların olmasını önlemektir. Fakat biz süreci düzgün yönetemediğimiz içindir ki misal kazalar olmaya devam ediyor.”
Bir tarafta ömrünü kaybeden 3 insan, 4’ü ağır 180 yaralı, başka tarafta ağır hava koşulları, pilotların aldığı kararlar, kulenin tutumu ve en kıymetlisi senelerca rakip durumdaki firmaların bir türlü bitirmediği ikinci pist niçiniyle yıpranan pistle ilgili kahırlar günlerce konuşulmuştu.
Yargılama sırasında mahkemenin bakılırsavlendirdiği uzman heyeti pilotlardan birini asli, ötekini tali kusurlu bulmuştu.
Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine nazaran, lakin en kapsamlı rapor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafınca yapılandı. Kazadan tam iki yıl bir ay daha sonra bu raporun tamamlandığı belirtildi. Bakanlığın sonucuna bakılırsa kazanın raporunu incelemek için kazayla olan ilginin kanıtlanması gerektiği ortaya çıktı.
RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
Bakanlık, Resmi Gazete’de bugün yayımlanan “Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme Raporu Duyurusu” başlığı altında şu ayrıntıları verdi:
“05.02.2020 tarihinde TC-IZK tescil işaretli hava aracı, 18:19 lokalde Sabiha Gökçen
Havalimanı 06 pistine inişini müteakiben, pistte tutunamayıp 06 pist sonundan dışarı çıkmış ve hava aracı kazası meydana gelmiştir. Kazada 3 kişi hayatını kaybetmiş olup 4 kişi ağır yaralanmıştır.
RAPORU İNCELEMEK İSTEYENLER BAŞVURABİLİR
Kelam konusu hava aracı kazası ile ilgili olarak, “Hava Aracı Kazası Araştırma ve İnceleme Raporu” ilgili kişi ve kuruluşların bilgisine sunulmak üzere tekemmül etmiştir.
Bu niçinle bahis ile ilgisini kanıtlayan şahıslar ve kurumlar kelam konusu Sonuncu Raporu incelemek istedikleri takdirde Bakanlığımıza müracaatta bulunabilirler.”
ERDAĞI: RAPOR SAKLANARAK BİRİLERİ KORUNUYOR
Sözcü’den Yusuf Demir’e konuşan Sivil Havacılık Eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, mevzuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu:
“Tüm dünya uçak kazalarında süreci fazlaca şeffaf yürütür. Tüm ayrıntılara ilgilenen herkes online olarak ulaşabilir. Türkiye’de ise durum farklı…
Çok net söylüyorum, maddelerde, mevzuatta bu raporların açıklanmasının önünde hiç bir mani yoktur.
Türkiye’de yaşanan her havacılık kazasının akabinde, siyasi iktidardan, otorite kurumlara kadar tüm yetkililer, ağız birliği etmişçesine tek açıklama yapar.
“Sabırlı olalım. İlgili uzmanlar incelemelerini yapsın. Rapor hazırlansın. Tüm gerçekler açıklanacaktır.” Lakin o açıklama hiç yapılmaz.
Bu hadisede da Sabiha Gökçen’de gereksinim duyulan ikinci pist inşaatının, İstanbul Havalimanı’nı işleten müteahhit firmalara verillmesi ve uzun yıllardır bitirilememesi mevcut tek pistin yıpranmasına niye oldu. Kazanın değerli niçinlerinden biri de pistteki bu yıpranmadır. Periyodun Ulaştırma Bakanı da bunu açıkça tabir etmişti.
Türkiye’de bu raporlar saklanarak birileri korunuyor, gerçekler gizleniyor… Bunun diğer açıklaması olamaz.
Bu ve gibisi yanlışlar, Türk havacılığında 90 yılda büyük zorluklarla elde edilen kazanımların kaybedilmesine niye olmaktadır. Kesinlikle milletlerarası standartlarda bir idare anlayışı benimsenmelidir.
Bu tıp kazalarda aslına bakarsan en başından sürecin sonuna kadar kamuoyu hakikat ve sistemli olarak bilgilendirilmediği için bilgi kirliliği yaşanıyor. Raporun kamuoyuna sunulmaması bu bilgi kirliliğini daha da artırdığı üzere kamuoyu da tatmin olmuyor. Unutmamak gerekir ki bu cins raporların yazılmasının tek bir sebebi vardır o da misal kazların olmasını önlemektir. Fakat biz süreci düzgün yönetemediğimiz içindir ki misal kazalar olmaya devam ediyor.”