Son yılların en değişik maçını izledik Göztepe – Galatasaray çabasında… Toplam 5 penaltı düdüğü çalındı, biri iptal edildi, 3 karar VAR’dan geldi.
Alandaki 20 bin kişinin net bir biçimde gördüğü konum için adeta dakikalarca “açık oturum” düzenlendi. Maç sonunda da doğaldır ki taraftar çıldırdı.
Hakem yorumları farklı olabilir. Fakat işin acı tarafı alanda maçı yönetmekle yükümlü, üstelik de bunun için hatırı sayılır bir fiyat ödenen hakemin, gözünün önündeki konumlarda dahi düdük çalmaması ya da hakikat çalamaması ve acz ortasında VAR’dan medet umması.
İzmir için acı olan tarafı ise; hem Altay’ın tıpkı vakitte Göztepe’nin maçlarında çabucak her hafta VAR konusunun gündeme gelmesi. En kritik konumlar da VAR’a gidilmezken, İzmir ekiplerinin aleyhine olan durumlarda VAR incelemesi yapılıyor ve futbolun tabiatına muhalif kararlar çıkıyor.
VAR İzmir futbolunu “yok” etmek mi istiyor?
Göztepe Teknik Yöneticisi El Maestro, maçtan daha sonra “Bu ligde olduğum için utanç duyuyorum” dedi. Lider Mehmet Sepil isyan etti:
“Türk futbolu ismine epey üzülüyorum, utanç duyuyorum” diyen eski Kulüpler Birliği Lideri Mehmet Sepil, “Arda Kardeşler ile olan sorunumuz yıllardır biliniyor. Maçı orta hakem değil VAR yönetti. Biroldukça kulübün lideri çıkıp, ‘Ben şu hakemi istemiyorum’ diyor ve o hakemler verilmiyor. Hakikaten Türk futboluna yazık. Maçın tamamına baktığımız vakit 105 dakika oynanan maçta 42 dakika topu oyunda tutabilen bir orta hakem izledik” diye konuştu.
Altay Lideri Özgür Ekmekçioğlu, 13 unsurluk bir “hatalar” zinciri ile TFF’nin kapısını çalacak. Bunlar gözler önünde yaşandı. Lider da derlemiş:
1) İkinci yarıdaki Konyaspor maçında ceza alanı haricinde sırtı topa dönük Pinares’e elle oynama niçiniyle kırmızı kart ve penaltı.
2) Konyaspor ile birinci yarıda oynanan maçta Bamba’nın ceza alanında düşürülmesine devam sonucu verilmesi.
3) Rizespor maçında Bilgili’ye yapılan bariz penaltının çalınmaması.
4) bir daha birebir oyuncuya orta alanda yapılan ve ayak bileğinin neredeyse kırılmasına niye olacak duruma devam sonucu verilmesi.
5) Kasımpaşa maçında Paixao’nın attığı nizami golün ofsayt niçiniyle iptal edilmesi.
6) Tıpkı maçta Kazımcan’ın hareketine anlamsızca penaltı çalınması.
7) Beşiktaş maçında rakip oyuncunun topu elle kesmesine karşın devam sonucu verilmesi.
8) Giresun maçında rakibin attığı ve herkese göre ofsayt olan golün VAR sonucuyla verilmesi.
9) Fenerbahçe maçında ceza alanında Altaylı oyuncu yüzüne vurularak yere düşürülmesi ve bir daha devam sonucu.
10) Alanyaspor maçında rakibin kendi kalesine attığı golde ofsayt sonucu verilmesi.
11) ZTK Beşiktaş maçında Naderi’ye yapılan harekete penaltı verilmemesi.
12) Beşiktaş maçında gole giden Eren Erdoğan’a topu elle kesti diye Altay aleyhine karar verilmesi.
13) Galatasaray maçında rakibin golünün Murat Akça’ya arttan sert müdahale yapılarak atılması.
Göztepe’de de en azından bundan aşağı kalmayacak bir liste çıkar.
Bunları artık hakem yanılgısı olarak kıymetlendirmek insanların yürek yangını ile alay etmekten öteki bir şey değil. Öyleyse akla şu soru geliyor:
“Birileri İzmir’i Üstün Lig’den mi silmek istiyor?”
Örnekleri çoğaltmak, bu durumu VAR olmayan bir alt lige, yani Spor Toto 1.Lig’de de gözlemlemek muhtemel. VAR yok da göz var nizan var.
Menemenspor’un İstanbulspor deplasmanındaki bariz ofsayttan daha sonra maçı kazanan konut sahibi ekibin teknik yöneticisinin “bu biçimde kazanmak istemezdik” demesi kulaklarımızdan silinmedi.
Bir türlü tabandan çıkamayan Altınordu’nun başına gelenleri de buraya listelemeye kalksak sütunlar az gelir.
İzmir ne yazık ki birileri kurtarılmaya çalışılırken, “VAR” dı, hakem yanlışıydı denilerek kurban edilmek isteniyor. Geçmişte yönettiği maçlar vukuatlı olan hakemler inadına İzmirliler’in en kritik maçlarına veriliyor. Öte yandan “Biz bu hakemi istemeyiz” diyenlerin isteği anında yerine getiriliyor. Türk Futbolu’nda ısmarlama hakem devranı açılıyor.
Ne idarede ne de heyetlerde bir tek İzmirli üyenin yer almadığı İzmir futbolu başta VAR aracılığıyla “yok” edilmek mi isteniyor?
Yok mu bu futbol cinayetlerine dur diyecek?
Alandaki 20 bin kişinin net bir biçimde gördüğü konum için adeta dakikalarca “açık oturum” düzenlendi. Maç sonunda da doğaldır ki taraftar çıldırdı.
Hakem yorumları farklı olabilir. Fakat işin acı tarafı alanda maçı yönetmekle yükümlü, üstelik de bunun için hatırı sayılır bir fiyat ödenen hakemin, gözünün önündeki konumlarda dahi düdük çalmaması ya da hakikat çalamaması ve acz ortasında VAR’dan medet umması.
İzmir için acı olan tarafı ise; hem Altay’ın tıpkı vakitte Göztepe’nin maçlarında çabucak her hafta VAR konusunun gündeme gelmesi. En kritik konumlar da VAR’a gidilmezken, İzmir ekiplerinin aleyhine olan durumlarda VAR incelemesi yapılıyor ve futbolun tabiatına muhalif kararlar çıkıyor.
VAR İzmir futbolunu “yok” etmek mi istiyor?
Göztepe Teknik Yöneticisi El Maestro, maçtan daha sonra “Bu ligde olduğum için utanç duyuyorum” dedi. Lider Mehmet Sepil isyan etti:
“Türk futbolu ismine epey üzülüyorum, utanç duyuyorum” diyen eski Kulüpler Birliği Lideri Mehmet Sepil, “Arda Kardeşler ile olan sorunumuz yıllardır biliniyor. Maçı orta hakem değil VAR yönetti. Biroldukça kulübün lideri çıkıp, ‘Ben şu hakemi istemiyorum’ diyor ve o hakemler verilmiyor. Hakikaten Türk futboluna yazık. Maçın tamamına baktığımız vakit 105 dakika oynanan maçta 42 dakika topu oyunda tutabilen bir orta hakem izledik” diye konuştu.
Altay Lideri Özgür Ekmekçioğlu, 13 unsurluk bir “hatalar” zinciri ile TFF’nin kapısını çalacak. Bunlar gözler önünde yaşandı. Lider da derlemiş:
1) İkinci yarıdaki Konyaspor maçında ceza alanı haricinde sırtı topa dönük Pinares’e elle oynama niçiniyle kırmızı kart ve penaltı.
2) Konyaspor ile birinci yarıda oynanan maçta Bamba’nın ceza alanında düşürülmesine devam sonucu verilmesi.
3) Rizespor maçında Bilgili’ye yapılan bariz penaltının çalınmaması.
4) bir daha birebir oyuncuya orta alanda yapılan ve ayak bileğinin neredeyse kırılmasına niye olacak duruma devam sonucu verilmesi.
5) Kasımpaşa maçında Paixao’nın attığı nizami golün ofsayt niçiniyle iptal edilmesi.
6) Tıpkı maçta Kazımcan’ın hareketine anlamsızca penaltı çalınması.
7) Beşiktaş maçında rakip oyuncunun topu elle kesmesine karşın devam sonucu verilmesi.
8) Giresun maçında rakibin attığı ve herkese göre ofsayt olan golün VAR sonucuyla verilmesi.
9) Fenerbahçe maçında ceza alanında Altaylı oyuncu yüzüne vurularak yere düşürülmesi ve bir daha devam sonucu.
10) Alanyaspor maçında rakibin kendi kalesine attığı golde ofsayt sonucu verilmesi.
11) ZTK Beşiktaş maçında Naderi’ye yapılan harekete penaltı verilmemesi.
12) Beşiktaş maçında gole giden Eren Erdoğan’a topu elle kesti diye Altay aleyhine karar verilmesi.
13) Galatasaray maçında rakibin golünün Murat Akça’ya arttan sert müdahale yapılarak atılması.
Göztepe’de de en azından bundan aşağı kalmayacak bir liste çıkar.
Bunları artık hakem yanılgısı olarak kıymetlendirmek insanların yürek yangını ile alay etmekten öteki bir şey değil. Öyleyse akla şu soru geliyor:
“Birileri İzmir’i Üstün Lig’den mi silmek istiyor?”
Örnekleri çoğaltmak, bu durumu VAR olmayan bir alt lige, yani Spor Toto 1.Lig’de de gözlemlemek muhtemel. VAR yok da göz var nizan var.
Menemenspor’un İstanbulspor deplasmanındaki bariz ofsayttan daha sonra maçı kazanan konut sahibi ekibin teknik yöneticisinin “bu biçimde kazanmak istemezdik” demesi kulaklarımızdan silinmedi.
Bir türlü tabandan çıkamayan Altınordu’nun başına gelenleri de buraya listelemeye kalksak sütunlar az gelir.
İzmir ne yazık ki birileri kurtarılmaya çalışılırken, “VAR” dı, hakem yanlışıydı denilerek kurban edilmek isteniyor. Geçmişte yönettiği maçlar vukuatlı olan hakemler inadına İzmirliler’in en kritik maçlarına veriliyor. Öte yandan “Biz bu hakemi istemeyiz” diyenlerin isteği anında yerine getiriliyor. Türk Futbolu’nda ısmarlama hakem devranı açılıyor.
Ne idarede ne de heyetlerde bir tek İzmirli üyenin yer almadığı İzmir futbolu başta VAR aracılığıyla “yok” edilmek mi isteniyor?
Yok mu bu futbol cinayetlerine dur diyecek?